II. KEREVİZDERE MUHAREBELERİ

II. Kerevizdere Fransız kaynaklarında ilk çıkarma gününden itibaren girişilen muharebelerin beşincisi olması nedeni ile V. Kerevizdere, İngiliz kaynaklarında başlangıçta Alçıtepe veya Kanlıdere Muharebeleri olarak isimlendirilen bu iki günlük muharebelerde müttefiklerin amacı, Zığındere üzerinde yapılan önceki başarılı harekâtın nihâi hedef olarak belirlenen Alçıtepe üzerine yapılacak taarruz öncesi cephenin sağ tarafını Fransız topçusu himayesinde ileri sürerek diğer kısımlarla aynı hizaya getirmekti.

Müttefik güçlerinin birlikleri ise, Alçıtepe’ye 2 mil uzakta bulunmaktaydı. Taarruz edilmesi düşünülen cephe Kanlıdere’nin kuzeybatısındaki sahilden, doğuda Fransızların Rognon olarak isimlendirdikleri Yassıtepe arasında yaklaşık 1600 metrelik bir alanı kapsıyordu. Her iki taraf arasındaki siper derinlikleri ise, 200 ile 400 yarda arasında değişmekteydi. Taarruzu, İngiliz 52. Tümen’in 155 ve 157. Tugayları ile Fransız birliklerinin yapması kararlaştırılmıştır. İngilizlerin taarruz planına göre ilk önce 155. Tugay taarruza geçecek, 9 saat aradan sonra, 157. Tugay taarruza başlayacaktı.

Taarruz klasik şekilde başlamış, sıcak bir 12 Temmuz sabahı 07:35’de top ateşi kesildikten hemen sonra, plan gereği, İngiliz 155. Tugay birlikleri taarruza geçmiştir. Planlanan E11 siperleri zorlu bir mücadeleden sonra alınmış olmasına rağmen, büyük kayıp verilmişti. Akşamüzeri yapılan taarruzlarda tugay, mevcudunun % 60’ını kaybetmiş bir haldeydi. Fransızların taarruzları zayıf topçu himayesine sahip Türk tarafına büyük zayiât verdirmiş, ilk hamlede Rognon mevzilerinin batısındaki siperlerin yarısı zapt edilmişti.

12 Temmuz muharebeleri çok şiddetli geçmekteydi. Her iki taraf için de büyük öneme haiz bu muharebelerde müttefik kuvvetler büyük kayıplar vermişti. Hamilton bu durumu “Derinliğine 170-360 metre ilerledik. Bu gece yeni mevzilerimizde tutunabilirsek, bu yalnız arazi kazanma olmayacak, fakat ileri hatlarımızı da oldukça kuvvetlendirecektir.” şeklinde değerlendirerek, şu önemli gerçeği ifade ediyordu: Artık çıkarmanın ilk günlerindeki büyük hedefler değişmiş, küçük ilerlemeler bile önemli bir başarı sayılmaktaydı.

Ertesi gün yapılan harekâttan müttefik kuvvetler istedikleri neticeyi alamamışlardı. Bu iki günlük muharebelerin sonucunda İngilizler, Kemalbey Tepesi’nin bulunduğu sırtlarda Kerevizdere’ye hâkim bir hat tutmuş ve dere bitiminde bir miktar yer kazanmış olsalar da ne taarruzlarının başından beri hedeflenen gayeye ulaşılmış ne de Türk savunma hattındaki birliklerin savunma direnci kırılabilmiştir. Daha sonraları ise, bu hat, pekiştirilerek birliklerin oluşturduğu cephe müttefik kuvvetlerin Seddülbahir bölgesinden çekileceği güne kadar aynı kalmıştır. Seddülbahir bölgesinde bu muharebelerden sonra bu çaplı bir muharebe de olmayacaktır.

ZIĞINDERE MUHAREBELERİ

28 Haziran-5 Temmuz

Mevzii muharebeler döneminde, asıl taarruz öncesi yapılan Müttefiklerin kısmî taarruzlarından diğeri ise, cephenin sol kanadındaki Zığındere sırtlarına yapılmıştır. Kerevizdere Muharebeleri’nde Fransızların büyük bir başarı olarak gördükleri ilerlemenin cephenin sol kanadında da olması gerekiyordu. Kirte Deresi’nin batısındaki Zığındere mevzilerinin muhafazasını Albay Refet komutasındaki 8.000 kişilik 11. Tümen üslenmişti. Böylece, Alçıtepe yolunda önemli bir engel daha kaldırılacak, merkezdeki ilerleme, sağ ve sol kanatlardan bir ateşe maruz kalmayacaktı.

General Hunter Weston, harekâtı yönetmek için General De Lisle’i görevlendirmiş, piyadeyi istediği şekilde düzenleme konusunda da onu serbest bırakmıştı. Kendi tümenine ilave olarak Hint Tümeni’ni ve 156. Tugay’ı da emrine vermişti. Bu muharebelerde dikkat çeken diğer bir hususu ise, harekât için 12.000 atımlık bir cephanenin tahsis edilmiş olmasıdır. Bu Seddülbahir’deki cephanenin 1/3’nün bu taarruzda harcanmasını ifade etmekteydi.

Hâlbuki III. Kirte Muharebeleri’nde kullanılan top mermisinin toplamı 6.000 idi. Burada ise durum değişmiş, cephe hattı azalmasına rağmen kullanılacak top mermisi miktarı artmıştır. Bununla birlikte, muharebelerin ilerleyen döneminde bu miktar da aşılmış, 16.000’e ulaşılmıştır. Bu bile, tek başına Zığındere’de Muharebeleri’nin ne kadar kanlı geçtiğini göstermesi bakımından yeterlidir.

28 Haziran sabaha doğru saat 02:00’de başlayan şiddetli bombardıman günün ilk ışıklarına kadar devam etmişti. İlk taarruz sırasında İngilizlerin Boomerang adını verdikleri, kendi siperlerine en yakın (33. Alay’ın 2. Tabur 5. Bölük tarafından savunulan) siperler ele geçirilmiş, 100 de esir almışlardı. Siperlerin ağır top ateşi ile tahrip edilmesi ele geçirilmelerini kolaylaştırmış, öğlen vakti J13’e kadar siperler İngilizlerin eline geçmişti.

Bu arada gönderilen taburlarla İngilizlerin Triyandafil Çiftliği ve Keçi Deresi bölgesindeki ilerlemeleri durdurulmuştur. Bu durumda, Güney Grubu Komutanı Weber Paşa, Ordu Komutanlığı’na birliklerin Soğanlıdere doğu sınırına çekilmesini bile teklif etmiş, daha soğukkanlı davranan Liman Paşa ise, askerde paniğe neden olacak bir çekilmeyi kabul etmemiştir. Zığındere’de yapılan bu mücadeleyi Mehmed Nihad taarruz sonrası her iki tarafın da herhangi bir kazanç sağlamadığını, aksine binlerce vatan evlâdının şehit olduğunu belirtmektedir.

 

KEREVİZDERE VE ZIĞINDERE MUHAREBELERİ

15 Haziranda Hamilton güneyde yapılacak harekâtlar için hazırlık emri vermiştir. Hedef, cephenin her iki kanadı yani Kerevizdere ve Zığındere’de ilerleme sağlayarak merkezde yapılacak harekâtın, emniyetini sağlamaktı.

Bu taarruz, 600 metre civarında bir cephede Fransızların Lejyonlar ve zühaflardan oluşan birlikleri ile tek başına yapacakları ilk harekâttı. Bu harekât ile 83 rakımlı tepenin yanında Fransızların Haricot diye isimlendirdikleri ikinci hat siperlerinin de ele geçirilmesi hedeflenmiştir. Harekât, sabah 05:15 yaklaşık 45 dakikalık ağır bir bombardımandan sonra saat 06:00’da başlamıştır. Şiddetli bombardıman bütün siperleri tahrip etmiş, neredeyse kullanılamaz hâle getirmişti. Bu taarruzu 19 Mayısın yorgun tümeni 2. Tümen karşılamıştır.

Alınan tedbirler ve gelen takviyeler ile her iki alay direnmesini devam ettirmiş, Fransız birliklerinin 14:15’de başlayan 3. taarruzu da neticesiz kalmıştı. 16:00’da sabahtan beri devam eden Fransız taarruzları durdurulmuş, düşman yalnız iki alayın iç kanatları arasındaki bölgede, irtibat hendeklerine kadar ilerlemiş ve yerleşmiştir.

Müttefiklerin, ele geçirdikleri 150-200 metrelik mevzii dışında başka kazançları olmamıştır. Aksine kayıpları elde edilen neticeye nazaran, pek fazlaydı. İngiliz yazar Fransız taarruzunun kaybını 2.500’den fazla ölü ve yaralı olarak verirken; Roux ise, bu konuda herhangi bir sayı vermemeyi tercih etmiştir. 5. Ordu komutanın Yalova’dan Başkomutanlık Vekâleti’ne gönderdiği raporda düşmanın zayiâtının 7.000, Türk tarafının zayiâtını ise, son tespit edilen rakam ile 79 subay 5800 er olarak belirtmiştir.

III. KİRTE MUHAREBESİ

4 Haziran 1915

Yapılması düşünülen taarruzun tarihi 4 Haziran olarak tespit edilirken hedefe ulaşma konusunda bu sefer daha temkinli planlar hazırlanmıştır. Ayrıca bu muharebeler sırasında ilk defa zırhlı arabaların kullanılması kararlaştırılmıştı.
Türk tarafında ise hazırlıklar bitirilmişti. Güney Grubu Komutanı Weber Paşa birliklerinden, Kirte-Seddülbahir yolunun sağ tarafına 9. Tümen, sol tarafına ise 16 Mayısta Akbaş İskelesi’ne gelip Güney Grubu emrine verilen 12. Tümen yerleştirilmişti. Bu zamana kadar kahramanca mücadele eden 19 ve 20. Alaylardan mürettep alay ve 7. Tümen, Grup ihtiyatı olarak Alibey çiftliği kuzeyine çekilmişti.

4 Temmuz saat 08:00’de başlayıp 11:00’den sonra şiddetlenerek devam eden bombardıman, adetâ ateş püskürtmekteydi. Ateşin bütün bu şiddetini sükûnet içinde karşılayan ya da karşılamak zorunda kalan Türk kuvvetlerinin sessizliği ise Müttefiklerde Türk siperlerinde ağır kayıplar olduğunu düşündürmüştü. Saat 12:10’a gelindiğinde Fransız kuvvetleri siperlerde bombardımanın etkisiyle bir tek canlı kişinin kalmadığı düşüncesiyle 12. Tümen cephesine taarruza başlamışlardı. Fakat gösterilen şiddetli mukabele ve yoğun ateş ağır kayıp verdirmesi üzerine Fransızlar taarruzu durdurmak zorunda kalmıştır. Kullanılan 8 zırhlı araç ise, arazi şartlarının yoğun bombardımanda bozulması ve beklenmedik gelişmeler sonucu yolda kalmış, arabalardan bir kısmı devrilerek devre dışı kalmıştır. Kirte’ye giden patika yoldaki zırhlı arabalar, Türk siperlerine ulaşmışlarsa da Türkler tarafından hazırlanan yaklaşık 2 metre genişlikteki siperlerden geçememiş arabalardan hala çalışanlar yoğun ateş nedeni ile geri çekilmek zorundan kalmıştır. Muharebelerin devamında bu arabalar bir daha kullanılmamıştır. Muharebenin birinci günü son bulurken Hamilton hayal kırıklığına uğramıştı.

Aspinal, İngiliz kayıplarını 4.500 olarak vermektedir. Fransızların kaybını ise Fransız harp muhabiri Roux, 31 subay ve 2.000 er olarak kaydetmiştir. Roux’a göre İngiliz er ve subay zayiâtının toplamı ise 6.000 civarındadır. Türk birliklerinin zayiâtı ise toplamda 9.000 olduğu kabul edilmektedir.

 

19 MAYIS GECE TAARRUZU

Başkomutanlık 5 ve 6 Mayısta 5. Ordu’ya gönderdiği emirlerde, genel bir taarruzun yapılmasını istemekteydi. 6 Mayısta gönderilen emirde ayrıca taarruza 12. Tümen’in gönderileceğini, ikmâl erlerinin de 20.000’e çıkarılacağını bildirmiştir. Bununla beraber Başkomutan Vekili Enver Paşa 11 Mayısta cepheye gelmiş ve incelemelerde bulunmuştur.

Bu taarruz için Enver paşa 3. Kolordu Komutanı Esat Paşa’nın fikrini almış Esat Paşa, birliklerin durumunu beyan ettikten sonra, bu durumda iki seçenekleri olduğunu belirmiştir: Birincisi hazır bir şekilde düşmanın taarruzunu beklemek ikincisi ise birçok zayiatı göze alarak düşmana taarruz etmek ve denize dökmek.

5. Ordu Komutanı Liman Paşa’da Mustafa Kemal’e haber gönderip fikrini sormuştur: Mustafa Kemal Paşa düşmana karşı son ve kesin bir harekâta karar verilmesi zamanının geldiğini belirtmiş yapılacak bu harekâta bütün Kuzey Grubu’nun katılması gerektiğini beyan ettikten sonra, aslolan kararın daha yüksek komuta kademesine ait olduğunu ifade etmiş ve adres olarak kolordu komutanını göstermiştir. Esat Paşa ise, ordu komutanına bu konudaki rahatsızlığını bildirmiş, kendisinin bu harekât hakkında önceden fikrini beyan ettiğini hatırlatmıştır. Diğer taraftan 3. Kolordu Kurmay Başkanı Kazım Bey’le Enver Paşa’ya gönderdiği mektupta harekâta karşı görüş bildirmiştir.

Alt rütbedeki komutanların uyarılarını dinlemeyerek ne olursa olsun taarruz fikrinde ısrar eden 5. Ordu Komutanlığı’nın, 17 Mayısta yayınladığı emirde, taarruzun 19 Mayıs gece 03:30’da başlayacağı, 2. Tümen’in de 3. Kolordu emrine verildiği anlaşılmaktadır. 2. Tümen’in 18/19 Mayıs gecesi mevzilere sokulurken fazla gürültü çıkarması, gecenin erken saatlerinde başlayan düşman ateşlerine karşılık verilmesi 03:30’da başlayacak taarruzu baskın olmaktan çıkarmış, düşmanın diğer birliklerini de uyarmıştır.

Gece 03:30’da başlayan, gece boyunca tüm kanat ve kesimlerde devam eden taarruzun ilk saatleri çok kanlı geçmiş, Türk askerinin birçoğu düşman siperlerinden gelen makineli tüfek ateşi nedeni ile daha siperlere yaklaşamadan şehit olmuştu. Bir türlü istenen netice elde edilememekteydi. Gece boyu süren taarruzun Sabah erken saatlerde de devam etmesi işleri daha da zorlaştırmış neticede taarruz başarısız olmuştur. Anzaklar iyi bir savunma hattı kurmuşlardı. 42.000 kişilik Türk birlikleri yaklaşık 13.000 kadar olan Anzak gücü karşısında bir başarı elde edememiş, taarruzlar 10:00’dan itibaren Genel Karargâh tarafından durdurulmak zorunda kalındığında zayiat 3.369’u şehit, 5.967’si de yaralı olmak üzere toplam 9.487 kişi olmuştur.

Bu taarruzdan sonra Anafartalar Muharebelerine kadar Arıburnu’nda başka önemli bir harekât olmamıştır. Taarruz sonrası taraflar arasında insanî bir yaklaşımın başlamasına sebep olacak olaylarda cereyan etmiştir. Muharebeden İki gün sonra Anzaklar tarafından bir Kızılhaç bayrağı çıkarılarak yaralı ve ölülerin toplanması için bir ateşkes teklifinde bulunulmuştur. Bu teklif üzerine iki tarafta ateşkes konusunda anlaşarak ölülerini defnetmeye başlamışlardır bu durum ister istemez ilk defa iki düşmanın savaşmak dışında da bir araya gelmesine neden olmuştur. Her iki tarafa arasındaki bu ilk irtibat zihinlerdeki birçok yargının da yıkılmasına yardımcı olmuştur. Artık Anzaklardaki Türk nefreti yavaş yavaş izale olmaya başlamıştır.

 

MAYISTA ARIBURNU CEPHESİ

Arıburnu’nda ise cephe hattı, Seddülbahir’e nazaran daha erken siperler ve hatlar belli olmuştur. Bu siper hatları nerede ise savaşın sonuna kadar değişmeyecektir. Diğer taraftan İstanbul’dan Arıburnu’na takviye güçlerin gönderilmesine devam edilmiştir. İlk olarak Gelibolu’ya varan 16. Tümen’in 125. Alay’ı, 28 Nisan sabahı hemen cepheye sevk edilmiştir.

1 Mayısta Türk taarruzu sabah 05:00’de başlamıştır. O gün akşama kadar ve gece yarısından itibaren sabaha kadar devam etmiştir. Taarruzların başlaması ile birlikte düşman donanması da bütün topçusu ile birlikte ateşe başlamıştır. Türk tarafı ilk defa bir gündüz taarruzu yapmakta idi. Açık bir şekilde düşman topçusunun hedefi olmakta, özellikle Kanlısırt’a yapılan taarruzlara karşı, denizden amansız bir top ateşi devam etmekteydi.

1 Mayıs taarruzundan sonra Arıburnu’daki muharebelerde, Türk tarafı tekrar tekrar hücuma kalksada istenilen netice elde edilememişti. Artık şu açıkça anlaşılmaktaydı ki, sağlam bir tahkimatla, toprağa gömülen kuvvetli bir düşmana karşı insanları açıktan açığa hücuma kaldırmak ve netice elde etmek imkânsızdı. Zira karşıdaki düşman zamanın en modern imkânlarına sahip olmanın yanında, elinde de yüzlerce makineli tüfek ile denizde onu himayeye amade yüzlerce top namlusuna sahipti.

Mayıs ayı içerisinde devam eden taaruzlarda kesin bir netice alınamamıştır. Bir Anzak Tugayı’nın 9/10 Mayıs gecesinde Bomba Sırtı’na 23:00’de başlattığı ani taarruz olmuştur. Ancak 57. Alay saldırılara kahramanca karşılık vererek, bu taarruzu, siperlerin önünde durdurmuştur. Günün zayiâtı ise 600 ölü, 2.000 de yaralı olmuştur.

ARIBURNU CEPHESİNDE 26 NİSAN VE SONRASI

26 Nisan Arıburnu cephesinde Türkler için önemli gelişmeler olmuştur. 26 Nisan gecesinde, 77. Alay erlerinin bir kısmının dağılması ile birlikte gelişen olaylar sonucu taarruz başarılı olamamış, 27. Alay’ın birlikleri Kanlısırt’ın batı kısımlarını boşaltmak zorunda kalmış, gecenin geri kalanında 77. Alay erlerinin Kocadere Köyü’nde tekrar toparlanması ile meşgul olunmuştu. Bu açıdan Mustafa Kemal’in en kritik günü, 26 Nisan olacaktır. Çünkü düşmanın bu gün yapacağı muhtemel bir harekât veya taarruz, yapılan bütün fedakârlığın yok olmasına yol açabilirdi. Ancak o gün, beklenenin aksine, ciddi bir olay olmamıştır. Sadece mevziî muharebeler olmuştur. Bununla beraber ordu komutanlığından sürekli taaruz emri gelmektedir.

Cepheye ilk yardım 27 Nisanda gelmiştir. Binbaşı Servet komutasındaki 64. Piyade Alayı 57. Alay’ı, 11. Tümen’den 33. Piyade Alayı da 27. Alay’ı takviye etmek üzere cepheye hareket etmiştir. 19. Tümen Kurmay Başkanı Kurmay Binbaşı İzzettin Bey’in emrinde 57. Alay’ı takviye etmiştir. 33. Alay ise ancak akşamüzeri cephenin sol kanadını, yani 27. Alay’ı takviye edebilmiştir. Sabah saat 10:00’da başlayan taarruz neticesi 27. Alay bir önceki gün kaybettiği mevzilerden Kanlısırt’ı geri almıştır. 27 Nisan gecesi tekrar başlayan taarruzlarda Anzaklar geri püskürtülememişti. Albayrak Sırtı’ndan Düztepe hattına kadar çevrilecek bir savunma hattı oluşturulmuştur. Bu hat savaşın sonuna kadar 8,5 ay süresince birkaç münferit olayın dışında hiç değişmemiştir. Bu hat Cesarettepe’nin doğusundan başlayıp Bombasırtı’ndan devamla Kırmızısırt, Kanlısırt’tan Albayrak Sırtı’na kadar devam etmektedir.

11 Aralık 2015 Gelibolu Şehitlik Turu

Gelibolu Şehitlik Turu

TUR ADI: Gelibolu Şehitlik Turu

TUR TARİHİ: 11 Aralık 2015 Cuma

TUR SÜRESİ: Günübirlik

DURUM: Kesin Hareketli

KONTENJAN: Müsait

BAŞLANGIÇ SAATİ:11 Aralık 2015 Cuma – 09.00
HAREKET NOKTASI: Çanakkale Feribot İskelesi
BAŞLANGIÇ TARİHİ:11 Aralık 2015 Cuma – 18.00

TUR PROGRAMI

* 11 Aralık 2015 Cuma Vitalis Kültür Kafe’de (Çanakkale Feribot İskelesi Eski Rektörlük Binası ) Buluşma ve Hareket ( Şehir içinde konaklayan misafirlerimiz ücretsiz otel veya pansiyonlarından alınıp yine bırakılırlar)

* Muhteşem boğaz manzarası eşliğinde Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Parkı’na kıtalararası bir yolculuk

Çanakkale Deniz Muharebeleri:

Kilitbahir Kalesi – Namazgah Tabyası ve Müzesi – Rumeli Mecidiye Tabyası ve Seyit Onbaşı Anıtı

Çanakkale Kara Muharebeleri

I. Kuzey Cephesi

Bigalı Köyü Atatürk Evi – Anzac Koyu ve Tören Alanı – Mehmetçiğe Saygı Anıtı

Kanlı Sırt – Kırmızı Sırt istikametinde tüneller ve siperler arasından orijinal savaş yolu yürüyüşü -57. Alay Şehitliği – Mehmet Çavuş Anıtı –Cesarettepe-Arıburun Yarları – Kılıçbayırı

Talat Göktepe Anıtı –Mehmetçik Parkı 261. Rakımlı Tepe – Conkbayırı Conkbayırı Atatürk ve Yeni Zelanda Anıtları – Atatürk’ün Saatinden Vurulduğu Yer – Gözetleme Yeri

II. Güney Cephesi

Şahindere Sargı Yeri Şehitliği – Soğanlı Dere Sargı Yeri Şehitliği – Havuzlar Şehitliği

Çanakkale Şehitleri Abidesi – Morto Koyu’nda  Boğaz Manzarası Eşliğinde Çay Keyfi

Ertuğrul Koyu Tabyası – Yahya Çavuş Anıtı ve Şehitliği – Seddülbahir Köyü – Kanlı Dere

Alçıtepe (Kirte) Köyü Salim Mutlu Müzesi – Zığındere Hastane Şehitliği – Nuri Yamut Anıtı

* 17.30 – 18.30 Arası Çanakkale’ye Dönüş

Kişi Başı Ücret: Herşey Dahil 60.- TL ( 0-6 Yaş Çocuklar 35.- TL )

Ücrete Dahil Hizmetleri

  • Rehberlik Hizmeti
  • Öğle Yemekleri  ( yemek esnasında içecekler ekstradır )
  • Müze Girişleri
  • Feribot Geçişleri
  • Turistik Araçlarla Ulaşım
Gelibolu Şehitlik Turu
Gelibolu Şehitlik Turu

15 Kasım 2015 Gelibolu Şehitlik Turu; Kesin hareketli Çanakkale çıkışlı günübirlik Gelibolu Çanakkale Şehitlik Turu

II. KİRTE MUHAREBESİ

1/2 Mayıs Taarruzları

1 Mayıs gece saat 22:00 de başlayan ve çıkartmalardan çok çetin çatışmalara sahne olmuştur. Seddülbahir Grubu Komutanı Alman Albay Von Zodenshtern, taarruz öncesi emrinde bulunan askere maneviyat vurgusu yapmaktan da geri kalmamıştır.
“Askerler! Din, vatan ve milletin beklediği şanlı fedakârlık günü gelmiştir. Vatanın esenliği ve mutluluğu sizin ellerinizdedir’’

Cephenin sağ tarafında Albay Halil Sami komutasında 9. Tümen, sol tarafında ise Albay Remzi komutasındaki 7. Tümen 1 Mayıs gecesi 22:00’de harekete geçmiştir. Çok çetin geçen mücadelelerden sonra 7. Tümen, 9. Tümen’e nazaran Fransızların Senegallilerden oluşan 4 ve 6. Tugaylarından 1. Tümen’i ile İngilizlerin 88. Tugay’ı üzerine yaptığı taarruzda, başarılı olmuştur. 21.ve 19. Alaylar Süleymanreisdere-Kanlıdere arasında geniş bir hattı yarmış, düşman cephesinde bir gedik açıp cepheyi çökertmişti. Türk hücumları karşısında dayanamayıp, 28 Nisanda olduğu gibi, bir kısmı yine Morto Limanı’na kadar kaçmıştır.

Türk Ordusu’nun I. Kirte Muharebesi’nden sonraki üç gece, üstü üste düzenlediği taarruzlar, başarısızlıkla sonuçlanmıştı. Buna rağmen Lord Kitchner taarruzlar sonrası Türk askerlerinin dağınık durumundan yararlanıp başarı göstermek ümidiyle karşı taaruza geçmiştir. Hazırlıklar çerçevesinde Arıburnu’ndaki Anzak Kolordusu’ndan Hamilton’un emri ile Avustralya 2. Tugayı ve Yeni Zelanda Tugayı Seddülbahir Cephesi’ne çekilmiştir. Hazırlanan planın ilk hedefi, 28 Nisan I. Kirte Muharebeleri’nde olduğu gibi, Alçıtepe’ydi.

2. Kirte muharebesi olarak tarihe geçecek bu savaşta Bu harekât için Müttefikler bölgeye 25.000 asker 300 ağır makineli tüfek, 105 kara torpili ve denizde de 400 topluk bir güç yerleştirmişlerdi. Osmanlı Devleti ise 10.000 asker 24 ağır makineli tüfek ile 40 top hazırlamıştı. Kendisinden birkaç kat fazla kuvvetin şiddetli saldırılarına göğüs gererek, gösterdiği cesaretle Türk savunmasının Çanakkale’yi destanlaştıran örneklerinden birisini vermiş, düşmanın da harekât planı bozmuştu. Zira müttefik kuvvetler bütün cephedeki harekât planlarını bu cephede ilerleme esasına göre ayarlamıştı.

Son günlerdeki Kirte muharebelerinde Türk zayiâtı, 2.000 kişiye yakın bir rakama ulaşmış, İngiliz ve Fransızların kayıpları ise, toplam 6.500 kişiyi bulmuştu. Hamilton, Londra’ya çektiği telgrafta hedefe varılmadan harekâtın başarısızlıkla sonuçlandığını bildirmek zorunda kalmıştı.

Mayısın 15/16 gecesinde 7. Tümen bir gece taarruzu yaparak 8 Mayısta kaybedilen 83. rakımlı tepeyi tekrar geri almıştı. Mayıs ayı sonuna kadar Güney Grubu’nun karşılıklı mevzii taarruzları dışında kanlı muharebeler olmamıştır. Mayıs ayı daha çok cephenin düzeltilmesi ve siperlerin tahkimi ile geçmiştir. Düşman karşısında yıkılmaz bir kale gibi duran 7. Tümen’in, 12. Tümen’le değiştirilecek birliklerinin büyük bir kısmı Soğanlıdere’ye, bir kısmı da Havuzludere’ye nakledilmişti.

I. KİRTE MUHAREBESİ

28 Nisan 1915

Kumkale’den çekilen Fransız askerleri Morto Koyu’ndan karaya çıkmış Eskihisarlık bölgesindeki İngiliz birliklerinin yerini almışlardı. İngiliz 29. Tümen’in 87. Tugay’ı Ege Denizi kıyısındaki Sarı Tepe ve Yassıtepe’yi ele geçirip, Zığındere’nin sonuna giderek Alçıtepe’yi batıdan kuşatacak, cephenin ortasını ise 88. Tugay alarak sağında bulunan Kirte’yi zapt edecek ve bunun doğusunda kuzeye ve güneye doğru giden hattı tutacaktı. Fransızlar ise, ileri harekât ile Kanlıdere’de 88. Tugayla birleşecekti. Böylece Alçıtepe, doğusu sabit, batıdan ilerleyen bir pergel hareketi ile kuşatılıp alınacaktı. Bu harekât planında bütün yük neredeyse 87. Tugay’a bırakılmıştır. Tümenin diğer birliği 86. Tugay ise ihtiyat olarak bırakılmıştı.

28 Nisan sabahı saat 08:00’de donanmanın adetâ bir ateş kasırgasını andıran topçu atışı, bütün Türk mevzilerini bombardımana başladığı sırada, İngiliz kuvvetleri de Kirte ile Alçıtepe’nin ön taraflarına doğru harekata başladılar. İngilizlerin ilerleyişine başlangıçta bir mukavemet gösterilememişti. Saat 09:00’a gelindiğinde Kirte’nin ele geçirilmesi muhakkak görünüyordu. Ancak her iki tarafın asıl kuvvetleri bir biri ile çatışmaya başladığında Müttefikler açısından durum değişmeye başlamıştır. İngiliz taarruz planı gereği harekâtın asıl yükünü taşıyan 87. Tugay, cephenin batı kısmında Yassıtepe’yi ele geçirmek için olanca gücüyle 20. Alay’ın üzerine saldırmış, alay ise İngilizlerin beklentisinin aksine büyük bir mukavemet göstererek taarruzları durdurmuştur.

I. Kirte Muharebesi tarihin en kanlı muharebelerinden biri olmuştur. Müttefik güçlerin Kirte harekâtı başarısızlıkla sona ermiş, beklenen hedefler gerçekleşmemiştir. I. Kirte Muharebeleri’nin kazanılması, Türk Başkomutanlığı’nın düşmanın denize sürüleceği ve Yarımada’nın temizleneceği ümidini artırmıştı. 5. Ordunun takviye kuvvetler istemesi üzerine buraya başında Fevzi Paşa (Çakmak) ‘ın olduğu 5. Kolordu’nun 15. Tümen’inin gönderilmesine karar verilmiştir.

SEDDÜLBAHİR’DE MAYIS AYI MUHAREBELERİ

Seddülbahir’de Mayıs ayında muharebeler müttefiklerin üstünlüğünde devam etmekteydi. Burada ağır taarruzlar başlamıştı. Çıkarmanın ikinci gününde 26. Alay’ın kahraman askerleri harekâtın hızını kesmiş, birçok asker şehit olmuş, geriden takviyelerin zamanında gelmemesi, düşmanın diğer çıkarma yerlerinden bazılarında başarılı olması ve Türk birliklerin arkadan sarılma tehlikesi üzerine, 26 Nisan akşamı emir gereği çekilen kuvvetler, Kirte’nin hemen önündeki Yalçıtepe civarında yeni savunma hattı oluşturmuştur. 26 Nisan günü Seddülbahir’de 26. Alay 3. Tabur’u ile 25. Alay 1. Tabur’u büyük bir mücadele vermiştir. 3. Tabur’un Seddülbahir kıyılarındaki iki günlük mücadelesinde zayiâtı 6’sı subay toplam 636 kişi ölmüştür ki, bu taburun toplam mevcudunun % 57’sine tekabül etmektedir. Müttefik askerlerinin ise 2.600-3.000 kişilik zayiât verdiği tahmin edilmektedir. 26 Nisan akşamına kadar Seddülbahir bölgesinin savunması üzerlerinde olan 25 ve 26. Alayların toplam zayiâtı 1.897 kişiyi bulmuştur.

Osmanlı Başkomutanlığı ise düşmanın bir an önce denize dökülmesini emrediliyordu. Seddülbahir’de 25 ve 26 Nisanda 9. Tümen’in 25 ve 26. Alayları, kahramanca muharebelerine rağmen düşmanı denize dökememişti fakat düşman ilerleyişini durdurmayı başarmıştı. 9. Tümen taarruz kararı almıştı. Amaç, düşmanın Eskihisarlık-Zığındere ağzı hattında daha fazla hazırlanmasına meydan vermemekti. Bu taarruzdan da bir netice alınamamış sadece düşmanın ileri karakollarına kadar ulaşılabilmiştir.

NİSAN SONUNA KADAR SEDDÜLBAHİR CEPHESİ

Seddülbahir muharebelerinde kayıplar veren 26. Alay, çıkartmalarda yer alan düşmanla çatışmış ve ilerlemesini durdurmuştur. Bu Alay’ın en büyük kaybı Tekke koyu ve Ertuğrul Koyu’nda verilmiştir. Burada ki çok az sayıda ki birliklerimiz Tekke Koyu’nda büyük kahramanlıklar göstererek Aytepe’yi saat 15:00’e kadar savunmuştu. Müttefiklerin Yahya Çavuş ve erlerini arkadan çevirmeye çalışması üzerine burada ki askerlerimiz Harapkale’ye doğru çekilmiştir. Seddülbahir’deki bütün birlikler, bir ölüm kalım savaşı verirken 9. Tümen komutanı Halil Sami Bey bu birlikler ile ancak öğleden sonra 14:15 sıralarında irtibata geçebilmiştir. Bu Tümen sadece Seddülbahir bölgesini savunmakla görevli değil aynı zamanda Arıburnu çıkartmasında da görevli bulunmakta idi. Bu Tümenin 27. Alayı da Arıburnu savunmasında görev yapmaktaydı.

26 Nisanda Harapkale civarında sıkışan birlikler harekâta geçmişti. Bu birlikleri 10. Bölük’ten iki takımlık Türk kuvveti Seddülbahir Köyü’nde karşılamıştı. Burada şiddetli çatışmalar olmuştu. Bu harekâtın hedefi Harapkale Tepesi’ni (141 rakımlı tepe) ele geçirmek ve daha sonra Aytepe’den ve Gözcübaba Tepesi’nden gelen taarruzla burada birleşmekti.

Tabur komutanı Mahmut Sabri Bey geri çekilirken 70 kadar yaralıyı da düşmanın insafına bırakmak zorunda kalmış, yaralıların önceki günden beri araba geleceği yönlü itirazları karşısında ağlayarak gönüllerini almak ve yanlarına yetecek kadar ekmek ve su bırakmaktan başka bir şey yapamamış, çaresiz bir şekilde Kanlıdere içinden Kirte istikametine çekilme emrini tatbik etmiştir. 26 Nisan sonunda Türk kuvvetleri büyük bir başarı göstermiş, düşmana ağır zayiatlar verdirilmiş ve Kirte’nin hemen önündeki Yalçıtepe civarında yeni savunma hattı kurulmuştur.