Başkomutanlık 5 ve 6 Mayısta 5. Ordu’ya gönderdiği emirlerde, genel bir taarruzun yapılmasını istemekteydi. 6 Mayısta gönderilen emirde ayrıca taarruza 12. Tümen’in gönderileceğini, ikmâl erlerinin de 20.000’e çıkarılacağını bildirmiştir. Bununla beraber Başkomutan Vekili Enver Paşa 11 Mayısta cepheye gelmiş ve incelemelerde bulunmuştur.
Bu taarruz için Enver paşa 3. Kolordu Komutanı Esat Paşa’nın fikrini almış Esat Paşa, birliklerin durumunu beyan ettikten sonra, bu durumda iki seçenekleri olduğunu belirmiştir: Birincisi hazır bir şekilde düşmanın taarruzunu beklemek ikincisi ise birçok zayiatı göze alarak düşmana taarruz etmek ve denize dökmek.
5. Ordu Komutanı Liman Paşa’da Mustafa Kemal’e haber gönderip fikrini sormuştur: Mustafa Kemal Paşa düşmana karşı son ve kesin bir harekâta karar verilmesi zamanının geldiğini belirtmiş yapılacak bu harekâta bütün Kuzey Grubu’nun katılması gerektiğini beyan ettikten sonra, aslolan kararın daha yüksek komuta kademesine ait olduğunu ifade etmiş ve adres olarak kolordu komutanını göstermiştir. Esat Paşa ise, ordu komutanına bu konudaki rahatsızlığını bildirmiş, kendisinin bu harekât hakkında önceden fikrini beyan ettiğini hatırlatmıştır. Diğer taraftan 3. Kolordu Kurmay Başkanı Kazım Bey’le Enver Paşa’ya gönderdiği mektupta harekâta karşı görüş bildirmiştir.
Alt rütbedeki komutanların uyarılarını dinlemeyerek ne olursa olsun taarruz fikrinde ısrar eden 5. Ordu Komutanlığı’nın, 17 Mayısta yayınladığı emirde, taarruzun 19 Mayıs gece 03:30’da başlayacağı, 2. Tümen’in de 3. Kolordu emrine verildiği anlaşılmaktadır. 2. Tümen’in 18/19 Mayıs gecesi mevzilere sokulurken fazla gürültü çıkarması, gecenin erken saatlerinde başlayan düşman ateşlerine karşılık verilmesi 03:30’da başlayacak taarruzu baskın olmaktan çıkarmış, düşmanın diğer birliklerini de uyarmıştır.
Gece 03:30’da başlayan, gece boyunca tüm kanat ve kesimlerde devam eden taarruzun ilk saatleri çok kanlı geçmiş, Türk askerinin birçoğu düşman siperlerinden gelen makineli tüfek ateşi nedeni ile daha siperlere yaklaşamadan şehit olmuştu. Bir türlü istenen netice elde edilememekteydi. Gece boyu süren taarruzun Sabah erken saatlerde de devam etmesi işleri daha da zorlaştırmış neticede taarruz başarısız olmuştur. Anzaklar iyi bir savunma hattı kurmuşlardı. 42.000 kişilik Türk birlikleri yaklaşık 13.000 kadar olan Anzak gücü karşısında bir başarı elde edememiş, taarruzlar 10:00’dan itibaren Genel Karargâh tarafından durdurulmak zorunda kalındığında zayiat 3.369’u şehit, 5.967’si de yaralı olmak üzere toplam 9.487 kişi olmuştur.
Bu taarruzdan sonra Anafartalar Muharebelerine kadar Arıburnu’nda başka önemli bir harekât olmamıştır. Taarruz sonrası taraflar arasında insanî bir yaklaşımın başlamasına sebep olacak olaylarda cereyan etmiştir. Muharebeden İki gün sonra Anzaklar tarafından bir Kızılhaç bayrağı çıkarılarak yaralı ve ölülerin toplanması için bir ateşkes teklifinde bulunulmuştur. Bu teklif üzerine iki tarafta ateşkes konusunda anlaşarak ölülerini defnetmeye başlamışlardır bu durum ister istemez ilk defa iki düşmanın savaşmak dışında da bir araya gelmesine neden olmuştur. Her iki tarafa arasındaki bu ilk irtibat zihinlerdeki birçok yargının da yıkılmasına yardımcı olmuştur. Artık Anzaklardaki Türk nefreti yavaş yavaş izale olmaya başlamıştır.