Barbaros Hayreddin (zırhlı)

Barbaros Hayreddin veya SMS Kurfürst Friedrich Wilhelm, okyanus ötesi sefer yapabilen bir Alman zırhlısıdır.  Alman İmparatorluk Donanması ve sonrasında Osmanlı Donanması’nda görev yapmıştır. Geminin orijinal adı Prusya dükü ve Brandenburg seçici prensi olan I. Frederick William’dan gelmektedir.  Brandenburg sınıfının dördüncü pre-dreadnought gemisi idi (Diğer üçü Brandenburg, Weißenburg (Turgut Reis) ve Wörth). 1890 yılında Kaiserliche Werft Wilhelmshaven’da inşa çalışmaları başladı, 1891’de denize indirildi ve 1893’te tamamlandı. Geminin yapımı 11,23 milyon marka mal oldu. Brandenburg sınıfı savaş gemileri üç zırhlı tarette taşıdıkları altı ana top ile, diğer donanmaların iki tarette dört top taşıyan gemilerine kıyasla daha modern bir tasarımdı.

Kurfürst Friedrich Wilhelm Alman İmparatorluk Donanması’ndaki görev süresi boyunca az sayıda aktif görevde bulundu. Üç kardeş gemisiyle beraber 1900-1901 yıllarında Çin’deki Boxer Ayaklanması’nda görev yaptı. Gemi 1904-1905 yıllarında büyük çaplı yenilemeden geçti. 1910 yılında Kurfürst Friedrich Wilhelm Osmanlı İmparatorluğu’na satılarak Barbaros Hayreddin adını aldı. Osmanlı hizmetinde Balkan Savaşları’nda görev aldı, Aralık 1912 ve Ocak 1913’te Yunan donanmasına karşı iki muharebeye katıldı, savaş boyunca Trakya’da Osmanlı kara kuvvetlerine destek sağladı. 8 Ağustos 1915’te Çanakkale’de İngiliz denizaltısı HMS E11 tarafından torpidolanarak batırıldı.

İnşası

Kurfürst Friedrich Wilhelm, sınıfının dördüncü ve son savaş gemisi idi. Savaş gemisi D adı altında ısmarlandı, Kaiserliche Werft Wilhelmshaven’da 1890 yılında kızağa kondu. 30 Haziran 1891’de denize indirildi. 29 Nisan 1894 tarihinde Alman İmparatorluk Donanması’nda göreve başladı, aynı gün kardeş gemisi olan SMS Brandenburg’ta göreve başladı.  Kurfürst Friedrich Wilhelm, Alman donanmasına 11,23 milyon marka mal oldu.

Kurfürst Friedrich Wilhelm, 115.7 m uzunluğa, 19.5 m genişliğe sahipti, daha sonra torpido şebekesinin de eklenmesi ile 19.74 m oldu. Geminin su çekimi, burunda 7.6 m, kıç kısmında ise 7.9 m idi. Geminin tasarım ağırlığı 10,013 ton, maksimum deplasmanı 10,670 tondu. Gemi iki adet üç silindirli üçlü genleşmeli motora sahipti, toplamda 10,228 beygir gücünde idi ve 16.9 knot (31.3 km/s; 19.4 mph) hız yapabiliyordu.

Dönemi için sıra dışı olan Kurfürst Friedrich Wilhelm, bordasındaki üç zırhlı tarette toplam altı adet top mevcuttu. Zamanın gemileri iki tarette toplam dört top taşımaktaydı, Kurfürst Friedrich Wilhelm ana silahları açısından oldukça moderndi.  Geminin burun ve kıç kısımlarındaki taretlerde 28 cm’lik K L/40 toplar,  ortada ise daha küçük olan L/35 topları bulunuyordu. İkincil silahları olan sekiz adet 10.5 cm’lik SK L/35 hızlı topları ve sekiz adet 8.8 cm’lik SK L/30 topları ise kazamata takılı idi. Kurfürst Friedrich Wilhelm’in silah donanımı su çekiminin yukarısına monteli hareketli kundaklarda yer alan 6 adet 45 cm’lik torpido tüpü ile tamamlanmıştı.

Hizmet dönemi

Görevlendirilmesinin ardından üç kardeş gemisiyle beraber birinci filoya katıldı.  Birinci filo, ikinci filodaki dört eski zırhlı fırkateyn “Sachsen”ler tarafından destekleniyordu. 1901 yılında bu gemiler, “Kaiser Friedrich III” sınıfı savaş gemileriyle değiştirildi.  “Kaiser Friedrich Wilhelm” ise, 1897 yılı baharından sonbaharına, 1898 yılı Ekim ayından, 1899 yılı Eylül ayına kadar üzerinde seyrüsefer subayı olarak görev yapan Amiral Reinhard Scheer ve Franz von Hipper’in de aralarında bulunduğu, Açık Deniz Filosu’nun sonraki komutanları için bir yetişme sahasıydı.

Boxer ayaklanması

“Kurfürst Friedrich Wilhelm”, ilk büyük operasyonunu 1900 yılında, Boxer ayaklanması sırasında birinci filonun Çin’e konuşlandırılmasıyla yaşadı. Çinli milliyetçiler, Pekin’deki yabancı temsilcilikleri kuşattı ve Alman bakanı öldürdüler. Bu süreçte Çin’de olan askerler Boxerleri yenemedi.  Alman Doğu Asya Filosu; SMS Kaiserin Augusta, SMS Hansa, SMS Hertha korumalı kruvazörleri, SMS Irene ve SMS Gefion kruvazörleri ile SMS Jaguar ve SMS Iltis gambotlardan oluşuyordu.

Sefer kuvvetleri, Mareşal Alfred von Waldersee’nin yönetimindeki dört “Brandenburg”, altı kruvazör, on yük gemisi, üç torpido botu ve altı deniz alayından oluşmaktaydı.  Amiral Alfred von Tirpitz, gereksiz ve maliyetli gördüğü plana karşı çıktı. Kuvvetler, 1900 Eylül’ünde Çin’e ulaştığında Pekin’in kuşatılması çoktan sona ermişti.  Bunun bir sonucu olarak, kuvvetler Jiaozhou Körfezi civarlarında çıkan isyanları bastırdılar. Operasyon, Alman devletine 100 milyon marktan daha pahalıya mal oldu.

Modernizasyonu ve Osmanlı Donanması’ndaki hizmeti

1904 yılında Barbaros Hayreddin, Kaiserliche Werft tersanesinde ciddi bir yeniden inşa çalışmasına alındı. 1905 yılında tekrar denize açıldı ve Alman donanmasında görevine kaldığı yerden devam etti. Fakat 1906 yılında Büyük Britanya’da Dreadnought savaş gemilerinin ortaya çıkması ile denizcilikte önemli bir ilerleme kaydedildi, Barbaros Hayreddin ve diğer kardeş gemileri hızlıca eskimiş sayıldı ve sonuç olarak görevleri sona erdi.  12 Eylül 1910 tarihinde sınıfının en gelişmiş gemilerinden olan Kurfürst Friedrich Wilhelm (Barbaros Hayreddin) ve Weißenburg (Turgut Reis), Osmanlı İmparatorluğu’na satıldı (Gemilerin yeni adları, 16. yüzyıldaki ünlü iki Osmanlı amiraline aittir).  Birçok eğitimli er, Osmanlı Donanması’na oldukça büyük gelen bu iki savaş gemisine sevkedildi. Bir yıl sonra, Eylül 1911’de İtalya’nın Osmanlı İmparatorluğu’na savaş ilan etmesiyle Trablusgarp Savaşı başladı. Turgut Reis, Barbaros Hayreddin ve eski bir zırhlı olan Mesudiye Temmuz ayından beri yaz eğitimleri için açık denizde oldukları için savaşa hazırdılar, ancak gemiler savaş boyunca limanları terk etmediler.

Balkan Savaşları

İlk Balkan Savaşı, Balkan Birliği ülkelerinin Osmanlı Devleti’ne Ekim 1912’de saldırmasıyla başladı. Osmanlı Donanması’ndaki çoğu gemi gibi Barbaros Hayreddin de bakımsızlık sebebiyle kötü durumdaydı. Savaş boyunca Barbaros Hayreddin filonun diğer gemileriyle beraber ağır silah eğitimleri, asker taşıyan konvoyların korunması ve kıyı tesislerini bombalama gibi görevlerde kullanıldı.  17 Kasım 1912’de Barbaros Hayreddin ve Mesudiye, Birinci Ordu’yu destekleme görevinde bulundular. Bu görevde kıyıdaki topçu gözlemcilerinin yardımıyla Bulgar pozisyonlarına ateş açıldı.  Zırhlının atışlarının etkisiz olmasına rağmen Çatalca’da savunma hattında bulunan Osmanlı askerleri için moral desteği sağladı.

1912 yılının sonlarına doğru Osmanlı filosu, Çanakkale Boğazı’nı ablukaya alan Yunan filosuna karşı saldırı denemesinde bulundu. Bu dönemde filonun bayrak gemisi Barbaros Hayreddin‘di. İki filo, 16 Aralık 1912’de İmroz Deniz Muharebesi ve 18 Ocak 1913’te Mondros Deniz Muharebesi olmak üzere iki muharebeye girdiler. İlk muharebe Osmanlı’nın kıyı bataryalarının menzili dahilinde gerçekleşti, iki tarafın gemilerinin de hafif hasar aldığı bu muharebede Osmanlı filosu ablukayı yarmayı başaramayarak Çanakkale Boğazı’na geri çekildi.  Osmanlı filosu Çanakkale’den sabah 09.30’da açıldı, küçük gemiler boğazın girişinde kalırken zırhlılar kıyıyı takip ederek kuzeye doğru ilerlediler. Limni adasından yola çıkan, zırhlı kruvazör Georgios Averof ve üç Hydra sınıfı ironclad zırhlıyı da içeren Yunan filosu, rotasını kuzeydoğuya çevirerek Osmanlı filosunun ilerlemesini engellemeye çalıştı. Saat 09.50’de Osmanlı gemileri Yunan filosuna yaklaşık 14,000 metre mesafeden ateş açtı. Yunan gemileri on dakika sonra ateşe karşılık verdi, bu sırada iki filo arasındaki mesafe 7,800 metreye inmişti. Saat 10.04’te Osmanlı filosu on altı noktalı bir dönüş yaparak rotasını Çanakkale Boğazı’na çevirdi.  Bir saat içinde Osmanlı filosu boğazın güvenli kısmına ulaşmıştı. Bu muharebe, Osmanlı filosunun ablukayı delememesi sebebiyle Yunan zaferi olarak belirtilmektedir.

Barbaros Hayreddin’in katıldığı ikinci muharebe olan Mondros Deniz Muharebesi ise, Osmanlı filosunun hızlı Georgios Averof gemisini Çanakkale’den uzağa çekme planı sonucunda gerçekleşti. Bu amaçla Hamidiye Kruvazörü Yunan ablukasından kaçarak Ege Denizi’ne açıldı. Osmanlı kruvazörünün yarattığı tehdide rağmen Yunan filosunun komutanı Georgios Averoff’u ana filodan ayırarak Hamidiye’nin peşinden göndermedi. Osmanlı filosu, planlarının işe yaradığını düşünerek 18 Ocak sabahı Çanakkale’den ayrıldı. Barbaros Hayreddin, Turgut Reis ve diğer gemilerden oluşan filo, Limni adasına doğru yola çıktı. Yunan zırhlı kruvazörü Georgios Averof, Osmanlı filosunu Limni adasının 12 mil açığında karşıladı. Planlarının işe yaramadığını gören Osmanlı filosu geri çekilmeye başladı. Çekilme sırasında, saat 11.25 itibarıyla Osmanlı gemileri ile Georgios Averof arasında uzun menzilli bir topçu düellosu başladı. Çatışmanın sonlarına doğru hızlı Georgios Averof Osmanlı gemilerine 4.600 metreye kadar yaklaşarak birçok isabet kaydetti.  Muharebe sırasında hem Barbaros Hayreddin, hem de kardeş gemisi Turgut Reis’in birer barbeti devre dışı kaldı ve yandı. Barbaros Hayreddin ve Turgut Reis, çoğu 28 cm’lik ana bataryalarından olmak üzere 800’den fazla mermi attılar, ancak bu atışlar etkili olmadı.  Mondros Deniz Muharebesi, Osmanlı donanmasının I. Balkan Savaşı boyunca Ege Denizi’ne açılmaya çalıştığı son muharebe oldu.

8 Şubat 1913’te Osmanlı donanması, ordunun Şarköy’e yaptığı çıkartmaya destek sağladı. Barbaros Hayreddin ve Turgut Reis, iki kruvazör ile kıyının bir kilometre açığından topçu desteği sağladı.  Kıyıya çıkan Osmanlı ordusunun sağ kanadını donanma korudu. Bulgar ordusunun sert direnişi, Osmanlı ordusunun geri çekilmesine sebep oldu. Geri çekilme operasyonu Barbaros Hayreddin ve diğer gemilerin ateş desteği sayesinde başarılı oldu. Savaş sırasında Barbaros Hayreddin 10.5 cm’lik toplarından 250, 8.8 cm’lik toplarından ise 180 mermi attı.

Mart 1913’te gemi Karadeniz’e dönerek Çatalca’da Bulgar saldırılarına direnen Osmanlı ordusuna destek verdi. 26 Mart’ta Barbaros Hayreddin ve Turgut Reis, 28 cm ve 10.5 cm’lik toplarından attıkları mermilerle Bulgar 1. Piyade Tümeni’ne bağlı 2. Tugay’ın saldırısını geri püskürttüler.  30 Mart’ta Osmanlı cephesinin sol kanadı geri çekilen Bulgar ordusunu takibe başladı. Ordunun takibi hem sahra topçusu, hem de Barbaros Hayreddin’in ağır topları ile desteklendi. Osmanlı ordusunun hücumu, geceye kadar 1,500 metreye yakın bir ilerlemeyle sonuçlandı. Bu ilerleme üzerine Bulgar ordusu 1. Tugay’ı cepheye çekerek Osmanlı ordusunun ele geçirdiği bölgeyi aldı, böylece Osmanlı ordusunu başladığı noktaya geri sürdü.

I. Dünya Savaşı

Birinci Dünya Savaşı, 1914 yazında Avrupa’da patlak vermiş; ancak Osmanlı Devleti, sonradan kendi donanmasına kattığı SMS Goeben gemisinin Sivastopol’ü bombalamasıyla Rusya, Fransa ve Büyük Britanya’ya karşı savaş ilan ettiği Kasım ayı başlarına kadar tarafsız kalmıştır.  1914 ve 1915 yılları arasında geminin bazı silahları sökülerek, Çanakkale’de kıyı savunmasında kullanılmıştır.  8 Ağustos 1915 tarihinde Çanakkale’deki Osmanlı Devleti savunmasına destek vermek üzere giderken, İngiliz E11 denizaltısının attığı tek bir torpido ile vurulmuş ve 253 mürettebatı ile batmıştır.