HMAS AE2, E sınıfı denizaltılara mensup, Avustralya Kraliyet Donanması’na ait bir denizaltı. Vickers Armstrong tarafından inşasına 18 Haziran 1913’te, Barrow-in-Furness’nde başlanıldı ve 28 Şubat 1914 tarihinde inşası tamamlandı. İnşasının ardından kardeş denizaltı AE1 ile birlikte Avustralya’ya hareket eden denizaltı, o tarihe kadarki en uzun mesafeli denizaltı yolculuğunu da gerçekleştirmiş oldu.
Hizmet geçmişi
I. Dünya Savaşı’nın patlak vermesi üzerine önce Alman Yeni Ginesi’ne gitti. Alman kuvvetlerinin çekilmesi ve bölgede denizaltına ihtiyaç duyulmaması sebebiyle Australia zırhlısıyla birlikte Fiji taraflarında devriyelik yaptı. Kasım ayında Sidney’e döndü ve bakım-onarım çalışmalarından geçti. Bölgedeki tek denizaltı olduğu gerekçesiyle denizaltının Akdeniz’e gönderilmesi gerektiğini belirten denizaltının kumandanı Binbaşı Henry Hugh Gordon Stoker’ın bu isteği kabul edildi ve 31 Aralık günü Akdeniz’e doğru yola çıktı. On altı gemiden oluşan konvoydaki tek savaş gemisi olan AE2, 28 Ocak 1915 günü Mısır’ın Port Said şehrine ulaştı. Bir müddet sonra Çanakkale Savaşı’ndaki denizaltı harekâtlarına katılmakla görevlendirildi.
AE2, Şubat 1915 başlarında harekât bölgesine ulaşmış; ancak dibe oturup ağır hasar gördüğünden Malta’da tamir edilmiş ve 22 Nisan 1915 tarihinde aktif göreve dönebilmişti. İlk saldırı girişimini 24 Nisan günü yaptı; ancak ön kısımdaki kanat çiftinin hasar görmesi sebebiyle sadece 6 deniz mili (11 km; 6,9 mi) ilerleyebildikten sonra geri çekildi. İkinci saldırı girişimini 25 Nisan’da saat 02:30 sularında yaptı. Saldırının amacı kara çıkarmaları başladığında Marmara Denizi’ne inmek, Osmanlı savaş ve nakliye gemilerine saldırmaktı. Binbaşı Henry Hugh Gordon Stoker komutası altında, 04:30 civarında Osmanlı topçusu tarafından saptanıp ateş altına alındıysa da hızla dalarak ilerlemeye devam etti. Gemi, tespit edilmekten kaçındığı için dibe otura kalka, birkaç kez mayın zincirlerine sürtünerek seyrini sürdürerek boğazı geçti. Boğazdaki Kilya açıklarında, saat 07:30’da periskop derinliğine çıktığında demir üstündeki Turgut Reis zırhlısını gördü. Tüm torpidolarını fırlatsa da isabet kaydedemedi. Bu arada Aydın Reis gambotu tarafından tespit edilince dalışa geçmiş ve Marmara yönünde seyretti. Daha sonra dibe dayanarak günün geçmesini bekledi.
Gece yüzeye çıkan denizaltı, bataryaları şarj ettikten sonra dalışla seyre geçti ve 26 Nisan 1915 günü saat 04:00 dolaylarında aynı bölgede yeniden Turgut Reis’e karşı saldırı manevralarına girişti. Ancak bu kez zırhlının ateşiyle karşılaşınca daldı ve saat 09:00 gibi Marmara sularına girdi.
Sonraki gün, 27 Nisan gün doğumunda Doğanhasan Sığlığı’nda, Yapıldak Feneri yakınlarında Kütahya torpido botu eşliğinde Barbaros Hayreddin zırhlısını tespit etti, torpido saldırısına geçti, ancak yine isabet kaydedemedi. Dalışa geçerek yine kaçmayı başardı. Aynı gün Yarhisar destroyerine de saldırdı, ancak bu saldırı da başarısız oldu.
Ancak 28 Nisan’daki seyirler sırasında bir hedef saptanamadı. Bunun üzerine Gelibolu Limanı’na yöneldi. Bu seyir sırasında rastladığı Muavenet-i Milliye’nin refakat ettiği dört gemilik bir gruba karşı giriştiği torpido saldırısından da başarısızlıkla ayrıldı. Ertesi gün bir topridobot ve üç nakliye gemisi ile karşılaşmada da benzer durum gerçekleşti. Ancak bu arada Osmanlı makamları fazlasıyla uyarılmıştı ve Sultanhisar torpido botu, devriye görevinden alınarak denizaltıyı bulmak ve imha etmekle görevlendirilmişti. Karaburun önlerinde saptanan denizaltı üzerine, 30 Nisan günü saat 08:20’de ilerleyen torpido bot, denizaltına karşı top ateşi açtı. İki torpido taarruzu manevra edilerek geçildi. Bu sırada denizaltı kaçma ve taarruz manevralarında kontrolden çıktı. Torpido botun iki torpidosu da hedefi bulmadı. Mahmuzlayarak denizaltı batırılmaya çalışıldı; ancak aldığı isabetlerden su altında tutunamayan denizaltı teslim olmak zorunda kaldı. İngiliz subaylar ve kabaca yarısı İngiliz, yarısı Avustralyalı olmak üzere otuz iki kişilik mürettebat Sultanhisar’a alındı ve denizaltı batırıldı.
Batığın aranması ve keşfi
1995 yılından beri AE2 batığını bulmaya çalışan Rahmi M. Koç Müzesi yöneticisi Selçuk Kolay, 1998 Haziranında batığın Marmara Denizi’nde, Karabiga’da, Karaburun’un 4 mil kuzeyinde ve 72 metre (236 ft) derinlikte olduğunu saptadı. Sonraki ay ise bu noktaya bir dalış gerçekleştirdi. Ekim 1998’de Türkiye’ye gelen Avustralyalı dalgıç ekibinin gerçekleştirdiği dalışta, batığın AE2’ye ait olduğu doğrulandı.
9 Eylül 2007’de Avustralyalı ve Türk yetkilileri, batığın çıkarılması ve restore edilmesi konusunda ortaklaşa bir çalışma yapmaya başladı. Yapılan çalışmalarla, 1998’den beri yapılan dalışlarda batığın büyük zararlar gördüğü belirlendi.